Bipolar Bozukluk (İki Uçlu Bozukluk), mani, hipomani ve/veya çökkünlük (depresyon) dönemlerinin olduğu bir duygudurum bozukluğudur.

Bipolar Bozukluk (Duygudurum Bozukluğu) Nedir?

Bipolar Bozukluk (İki Uçlu Bozukluk), mani, hipomani ve depresyon dönemlerinin yaşandığı, taşkın ya da öfkeli duygudurum, amaca yönelik etkinliklerde artış, aşırı ve/veya hızlı konuşma, azalmış uyku, uçuşan düşünceler, artmış benlik saygısı, dikkat dağınıklığı, tehlikeli ve haz verici olabilen etkinliklerde artış gibi belirtilerle sahip olabilen bir duygudurum bozukluğudur. Hastalık atakları sona erdiğinde kişi normal duygu durumuna ve işlevselliğine geri döner.

Mani ve depresyon dönemleri iki ayrı uçta bulunur. Mani, depresyonun tam tersidir. Kişi aşırı neşeli, coşkulu veya zaman zaman öfkeli bir duygudurum içinde olabilir. Düşünceler, konuşma ve davranışlar hızlanır. Grandiyözite artışıyla kişi kendini aşırı önemli, üstün, güçlü veya özel biri olarak görebilir. Mani döneminde kişi, aşırı alışveriş yapma, gereksiz para harcama, hızla araba kullanma gibi davranışlar sergileyebilir.

Hipomani, aşırı taşkınlığın olmadığı, kişinin uyumunun büyük ölçüde korunabildiği bir dönemdir. Maniye kıyasla daha hafif seyreden bu durumda, belirtiler en az 4 gün sürer, psikotik belirtiler görülmez ve hastaneye yatış gerektirmez. Ancak, işlevsellik belirli ölçüde bozulabilir. Hastalar bu dönemde çapkın, sosyal, enerjik olabilir.

Ruhsal Hastalıkların Tanısal ve İstatistiksel El-kitabı 5’inci sürüme göre (DSM-5) bipolar bozukluk İki Uçlu I ve İki Uçlu II olarak ikiye ayrılmaktadır:

  • İki Uçlu I Bozukluk: Mani ya da mani, hipomani ve çökkünlük dönemleri bulunur.
  • İki Uçlu II Bozukluk: Yineleyen çökkünlük dönemleri arasında hipomani dönemleri bulunur. Bipolar bozukluğun daha hafif halidir.

Bipolar Bozukluk ile Kaygı Bozukluğu Arasındaki Fark Nedir?

Bipolar bozuklukta duygudurum değişiklikleri belirli atak dönemlerinde ortaya çıkar ve bu dönemler haftalar veya aylar sürebilir. Manik dönemde aşırı coşku, enerji artışı ve özgüven gözlemlenirken, depresif dönemde çökkünlük, umutsuzluk ve ilgisizlik ön plandadır. Bu duygudurum dalgalanmaları epizodik olarak seyreder ve uzun süreli olabilir.

Kaygı bozukluklarında ise endişe duygusu belirli ataklarla veya durumlarla tetiklenir ve genellikle daha kısa sürelidir. Panik bozukluk yaşayan bir kişi belirli bir durumda aniden yoğun kaygı hissedebilir ve bu atak dakikalar içinde doruğa ulaşıp sona erebilir. Sosyal fobi yaşayan biri ise belirli sosyal durumlarda kaygı yaşayabilir, ancak bu duygu süreklilik göstermez.

Bipolar bozuklukta yaşanan duygudurum değişimleri genellikle daha uzun sürerken, kaygı bozukluğunda endişe belirli durumlarda ortaya çıkar ve daha kısa sürede yatışabilir. Ancak bazı kaygı bozukluklarında (genelleşmiş anksiyete bozukluğu gibi) endişe kronik ve sürekli olabilir. Bu nedenle, her bireyde semptomların süresi ve şiddeti değişebilir.

Manik Depresyon Ne Anlama Gelir?

Bipolar bozukluk, geçmişte manik depresyon olarak adlandırılmaktaydı. Günümüzde ise bipolar bozukluk veya iki uçlu bozukluk terimleri yaygın olarak kullanılmaktadır.

Bipolar Spektrum Bozukluğu Nedir?

Bipolar spektrum bozukluğu, bipolar bozukluğun bazı alt türlerini içeren geniş bir yelpazedir. Aşağıda bipolar bozukluğun bazı alt türleri sıralanmıştır:

  • İki Uçlu I Bozukluk: Hastanın en az bir tane manik epizod geçirmiş olması gerekir.
  • İki Uçlu II Bozukluk: Bipolar Bozukluğunun daha hafif bir halidir. Hastanın en az bir kez majör depresif dönem ve en az bir kez hipomani dönemi geçirmiş olması gerekir.
  • Siklotimik bozukluk: Hafif mani ve hafif depresyon dönemlerinin bulunduğu, belirtilerin en az 2 yıl sürdüğü (çocuk ve ergenlerde 1 yıl) bir bozukluktur. Genellikle genç erişkinlikte başlar.

Bipolar Bozukluk Kimlerde Daha Sık Görülür?

Bipolar bozukluk, erkeklerde ve kadınlarda benzer sıklıkta görülmektedir. Ancak, Bipolar II Bozukluk kadınlarda daha yaygındır. Ailede bipolar bozukluk öyküsü olan bireylerde hastalığın görülme riski 2-4 kat daha fazladır. Genellikle 20’li yaşlarda ortaya çıkar. Araştırmalar, bipolar bozukluğun yüksek sosyoekonomik düzeye sahip bireylerde daha sık görülebileceğini göstermektedir.

Bipolar Bozukluk Nasıl Tedavi Edilir?

Bipolar bozukluğun tedavisinde ilaç ve psikoterapi en yaygın kullanılan yöntemlerdir. Bu hastalık, kişinin işlevselliğini ciddi şekilde etkileyebilir ve güvensizlik, karamsarlık gibi olumsuz duygulara yol açabilir. Psikoterapi sürecinde, bireyin yaşamında işlevselliğin bozulduğu alanlara yönelik derinlemesine çalışmalar yapılır.

Hastalığın tekrarını önlemek amacıyla psikososyal etkenler değerlendirilir ve stresli yaşam olayları, aile içi çatışmalar gibi konular ele alınır. Ayrıca, uyku düzeni, sağlıklı beslenme, alkol ve madde kullanımının etkileri ile ilaç uyumunun hastalığın seyrine olan etkileri hakkında kişiye psikoeğitim verilir.

Tedavi sürecinde bireyin hastalığını tanıması, anlaması ve kabullenmesi hedeflenir. Tetikleyici faktörlerin belirlenmesi ve erken belirtilerin fark edilmesi büyük önem taşır.

Araştırmalar, psikoterapinin bipolar bozuklukta atak sıklığını azaltarak hastaneye yatış riskini düşürdüğünü göstermektedir.

Bipolar Bozukluk İçin En Etkili Psikoterapi Yöntemleri Nelerdir?

Bipolar bozukluk tedavisinde psikoterapi, önemli ve etkili bir yaklaşımdır. Sıklıkla uygulanan psikoterapi yöntemleri arasında bilişsel davranışçı terapi, destekleyici psikodinamik terapi yer almaktadır.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) Bipolar Bozuklukta Nasıl Kullanılır?

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), özellikle bipolar bozukluğun depresyon dönemlerinde etkili bir terapi yöntemidir. Bu süreçte, bireyin depresif ve manik epizodlarının belirtilerini önceden fark etmesi ve bu belirtileri yönetebilmesi için çeşitli çalışmalar yapılır. Kişinin duygudurumunu etkileyen düşünce kalıpları değerlendirilir, işlevsiz inançlar ve olumsuz otomatik düşünceler yerine daha dengeli ve gerçekçi alternatifler geliştirilerek bilişsel yeniden yapılandırma sağlanır.

BDT, yalnızca düşünsel değişimlere odaklanmaz; aynı zamanda davranışsal müdahaleler de içerir. Bireyin günlük yaşam rutinlerini düzenlemesi, uyku ve beslenme alışkanlıklarını iyileştirmesi gibi konular üzerinde çalışılır. Bu süreçte uygulanan davranışçı egzersizler, duygudurum dalgalanmalarıyla başa çıkmada önemli bir rol oynar. Ayrıca, mani ve hipomani dönemlerinde riskli veya aşırı hareketliliğe neden olabilecek davranışların azaltılması hedeflenir.

BDT aynı zamanda bireyin ilaç tedavisi ile ilgili düşünce ve tutumlarını değerlendirmeye de yardımcı olur. Kişinin ilaç kullanımına yönelik direnç ya da endişeleri ele alınarak, tedaviye uyumu artırmak için bilinçlendirme çalışmaları yapılır. Bu sayede birey, hem farmakolojik tedaviye daha iyi uyum sağlayabilir hem de psikoterapi sürecinde öğrendiği becerilerle hastalığını daha etkili bir şekilde yönetebilir.

EMDR Terapisi Bipolar Bozukluğu Olan Kişilerde Etkili midir?

EMDR terapisi, genellikle Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) tedavisinde etkili bir yöntem olarak kullanılır. Bipolar bozukluk tedavisinde ise yaygın olarak tercih edilmez.

Bipolar Bozukluk Tedavisinde İlaç Kullanımı Şart mı?

Araştırmalar, depresyon ve bipolar bozukluk tedavisinde yalnızca ilaç kullanımının yeterli olmadığını göstermektedir. Tüm ruhsal bozukluklarda olduğu gibi, bipolar bozuklukta da psikoterapi büyük bir öneme sahiptir. Bununla birlikte, ilaç tedavisi büyük bir öneme sahiptir. Atak dönemlerinde iyileşmeyi desteklemek ve epizodların tekrarını önlemek için duygudurum düzenleyici ilaçlar kullanılmaktadır.

Psikolojik Destek, Bipolar Bozukluk Yönetiminde Ne Kadar Etkili Olabilir?

Bipolar bozuklukta psikolojik desteğin önemi büyüktür. Araştırmalar, düzenli psikoterapi desteğinin hastalığın seyrini olumlu yönde etkilediğini göstermektedir.

Online Terapi Bipolar Bozukluğu Olan Bireyler İçin Uygun mudur?

Diğer birçok psikiyatrik hastalıkta olduğu gibi, bipolar bozukluğu olan bireylerle de online görüşmeler yapmak mümkündür.

Travmatik Stres Bozukluğu Bipolar Bozukluğu Tetikleyebilir mi?

Evet, Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), Bipolar Bozukluğu tetikleyebilir. Çocukluk çağı istismarı ve travmatik yaşam olaylarının, TSSB gelişiminde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Araştırmalar, travmatik deneyimlerin yalnızca bipolar bozukluğun ortaya çıkışını değil, aynı zamanda hastalığın seyrini de etkilediğini göstermektedir.

Bu etkiler arasında hızlı döngülülüğün artması, dönemlerin daha sık ortaya çıkması, intihar girişimi riskinin yükselmesi ve madde kullanım bozukluklarının daha yaygın görülmesi yer almaktadır.

Bipolar Bozuklukta Görülen En Yaygın Belirtiler Nelerdir?

Bipolar bozuklukta görülen belirtiler aşağıda sıralanmıştır:

  • Genel görünüm: Canlı, aşırı özgüvenli, abartılı davranışlar görülebilir. Kişi, çok renkli kıyafetler giyebilir.
  • Konuşma: Yüksek sesli, hızlı ve artmıştır. Kişi konuşurken konudan konuya atlayabilir. Aşırı güvenli bir ses tonu olabilir. Kısa sürede dostluk kurabilir ancak bu yakınlık kısa sürer.
  • Duygulanım: Coşku, aşırı neşe ve öfke görülebilir. Duygudurumda sıklıkla oynamalar görülür.
  • Bilişsel yetiler: Dikkatlerini belli bir noktada odaklamaları zor olabilir. Yanılsamaları artmış olabilir. Psikotik manide, varsanılar görülebilir.
  • Düşünce: Çağrışımlar hızlanmıştır. Fikir uçuşmaları görülür. Büyüklük düşünceleri artmıştır.
  • Devinim: Devinim artmış ve hızlanmıştır. Kişi, gece gündüz hareket edebilir ve bundan yorulmayabilir. Aşırı hamaratlaşma, sokak sokak gezme, uygun olmayan cinsel eylemlerde bulunma, alışveriş yapma, şiirler yazma, riskli iş yatırımlarında bulunma gibi davranışlar görülebilir.
  • Bedensel ve fizyolojik belirtiler: Uykuda azalma en sık görülen fiziksel belirtilerdendir. Yeme isteğinde, cinsel istekte artma olabilir. Kişi yazılar yazar, yakınlarını arar, şehri gezer. Dinlenmek bilmeyebilir. Bu nedenle bitkin düşer.

Bipolar I ve Bipolar II Bozukluk Arasındaki Farklar Nelerdir?

Bipolar I Bozuklukta, kişinin bir tane mani epizodu geçirmesi gerekir. Bipolar II Bozuklukta ise mani dönemi yoktur. Kişinin, en az bir majör depresyon ve bir hipomani epizodu geçirmesi gerekir. Bipolar II Bozukluk, Bipolar I Bozukluğa göre daha hafif seyreder.

Depresif Dönem ile Kaygı Bozukluğu Arasındaki Fark Nedir?

Depresif dönemde kişi genellikle çökkün, umutsuz ve mutsuz hissederken, kaygı bozukluklarında baskın duygu endişe, gerginlik ve korkudur. Depresyonda birey, suçluluk ve değersizlik düşüncelerine odaklanırken, kaygı bozukluklarında gelecekte olabilecek olumsuz senaryolar üzerine yoğunlaşır. Bu iki bozukluk sıklıkla birlikte görülebilir ve komorbidite oranları oldukça yüksektir.

Travma Sonrası Kaygı Yaşayan Kişilerde Bipolar Belirtiler Ortaya Çıkabilir mi?

Çocukluk çağlarında travmatik deneyimler yaşayan kişilerde, bipolar bozukluk riski artmakta, belirtiler daha erken yaşta ortaya çıkmaktadır. TSSB’nin bipolar bozukluğa eşlik ettiği durumlarda kişi, daha çok duygudurum atağı geçirmekte ve daha fazla ek tanı görülmektedir. Kaygı bozuklukları, bu ek tanılardan bir tanesidir.

Bipolar Bozukluğu Olan Kişilerde Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) Görülme Riski Var mı?

Evet, bipolar bozukluğu olan kişilerde obsesif kompülsif bozukluk görülme riski vardır. Araştırmalara göre bipolar bozukluğu olan hastaların %11-21’inde obsesif kompülsif bozukluk ek tanısı bulunmaktadır.

Travmatik Stres Bozukluğu Olan Kişilerde Bipolar Bozukluk Gelişme Riski Artar mı?

Evet, Travma Sonrası Stres Bozukluğu yaşayan kişilerde, Bipolar Bozukluk gelişme riski artmaktadır.

Çocukluk Travmaları Bipolar Bozukluğa Neden Olabilir mi?

Erken çocukluk dönemlerinde deneyimlenen acı yaşam olayları ve çocukluk travmaları, ruhsallığın yanında beyinde de izler bırakmaktadır. Bipolar bozukluğa neden olabilecek genetik, çevresel, psikolojik birçok faktör vardır. Çocukluk çağı travmaları da bu faktörlerden bir tanesidir.

Bipolar bozukluğu olan hastalarda çocukluk çağı travması oranının %45 ile %68 arasında değiştiği bildirilmiştir. Çocukluk döneminde yaşanan stres faktörleri daha geniş bir perspektiften ele alındığında, özellikle Bipolar Bozukluk Tip I (BPB-I) hastalarında bu oranın %80’e kadar çıktığı görülmektedir.

Bipolar Bozukluğu Olan Kişilerde Kaygı Bozukluğu Sık Görülür mü?

Evet, bipolar bozukluğu olan kişilerde kaygı bozuklukları sık görülmektedir. Bipolar bozuklukta kaygı bozuklukları ek tanısı görülme sıklığı %24 ile %93 arasında değişmektedir. Bu durum, hastalık sürecini olumsuz etkilemektedir.

Kaygı Atakları (Panik Ataklar) Bipolar Bozukluk Belirtileriyle Karışır mı?

Evet, kaygı atakları panik bozukluk belirtileriyle benzerlik gösterebilir. Mani veya hipomani dönemlerinde kişi yoğun kaygı hissedebilir ve bu duruma kalp çarpıntısı, terleme, hızlı nefes alıp verme, nefes darlığı gibi panik atakta da görülen fiziksel belirtiler eşlik edebilir. Ancak, panik atak aniden başlar ve kısa sürede sona ererken, bipolar bozuklukta mani veya hipomani dönemleri daha uzun sürer. Bu nedenle, bipolar bozuklukta kaygılı duygudurum da daha uzun süre devam edebilir.

Bipolar Depresyon Döneminde Kaygı Seviyeleri Artar mı?

Evet, bipolar depresyon döneminde hastaların kaygı seviyeleri artabilir ve bu durum depresyonun seyrini olumsuz etkileyebilir. Bipolar bozukluğu olan bireylerde en yaygın görülen ek tanı kaygı bozukluklarıdır. Araştırmalar, bipolar hastaların yaklaşık yarısında çeşitli kaygı bozukluklarının eşlik ettiğini göstermektedir. Bu bozukluklar arasında en sık panik bozukluk ve sosyal fobi yer almaktadır.

Travma Sonrası Ruhsal Bozukluk, Bipolar Bozuklukla Birlikte Görülebilir mi?

Bipolar bozukluğu olan hastaların büyük çoğunluğuna başka bir hastalık eşlik etmektedir. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB), bipolar bozuklukla birlikte görülen hastalıklardan biridir. Bu eş tanı, hastalığı seyrini olumsuz etkileyebilir.

Bipolar Bozukluk Geçici Bir Ruh Hali Değişikliği midir?

Bipolar bozukluk, geçici bir ruh hali değişikliği değildir. Ataklar sona erdiğince, kişi normal ruh haline geri döner ancak ataklar tekrar edebilir.

Bipolar Bozukluğu Olan Kişiler Normal Bir Yaşam Sürebilir mi?

Bipolar bozukluğu olan kişiler, uygun tedavi ve destekle dengeli ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilir. İlaç tedavisi, psikoterapi ve psikoeğitim gibi yöntemler, hastalığın kontrol altına alınmasına ve yaşam kalitesinin artırılmasına katkı sağlar.

Her Ani Ruh Hali Değişimi Bipolar Bozukluk Anlamına mı Gelir?

Hayır, her ani ruh hali değişikliği bipolar bozukluk anlamına gelmez. Örneğin, duygulanımda oynaklık ve dürtüsellik belirtileri hem bipolar bozuklukta hem de borderline (sınırda) kişilik bozukluğunda görülebilir.

Mindfulness (bilinçli farkındalık) Bipolar Bozukluk Semptomlarını Hafifletebilir mi?

Son zamanlarda mindfulness teknikleri, bipolar bozukluk yönetiminde de kullanılmaya başlanmıştır. Bu teknikler, günlük duygudurumun izlenmesine ve dalgalanmaları tetikleyen faktörlerin fark edilmesine yardımcı olabilir. Kişilerarası çatışmalar, uyku-uyanma döngüsündeki bozulmalar ve sosyal rutinlerdeki değişiklikler gibi tetikleyiciler daha kolay tanınabilir.

Ayrıca, manik/hipomanik veya depresif dönemlerde aşırı uçlardan kaçınmayı, erken uyarı işaretlerini fark etmeyi ve bu belirtilerle başa çıkma becerilerini geliştirmeyi destekleyebilir.

Uyku Düzeni Bipolar Bozukluk Yönetiminde Neden Önemlidir?

Araştırmalara göre, yetersiz uyku bipolar bozuklukta mani veya depresyon epizodlarını tetikleyebilir. Sağlıklı bir uyku düzeni ve yeterli uyku süresi, atakların yönetiminde kritik rol oynar. Uyku düzenindeki değişiklikleri erken fark etmek, olası olumsuz etkilerin önüne geçilmesine yardımcı olabilir.

Beslenme ve Egzersiz Bipolar Bozukluk Yönetiminde Nasıl Rol Oynar?

Ruhsal bozukluklar, beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite düzeyiyle yakından ilişkilidir. Düzensiz beslenme, hareketsiz yaşam tarzı ve alkol ya da madde kullanımı, bipolar bozukluğun seyrini olumsuz etkileyebilir. Kişiye özel olarak planlanmış beslenme ve egzersiz programları, duygudurum dengesinin sağlanmasına önemli ölçüde katkıda bulunabilir.

Bipolar bozukluğu olan bireylerde aşırı şişmanlık ve Tip II Diyabet gibi bedensel hastalıklar sıkça ek tanı olarak görülmektedir. Bu nedenle beslenme yönetimi kritik bir rol oynar. Araştırmalar, ek bedensel hastalıkları olan bipolar bireylerde hastalığın seyrinin daha zorlayıcı olabileceğini göstermektedir. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve düzenli fiziksel aktivite, hem genel sağlık durumunu korumaya hem de duygudurum dalgalanmalarını dengelemeye yardımcı olabilir.

Bipolar Bozuklukta Duygusal Dalgalanmalar Nasıl Kontrol Edilir?

Psikoterapi sayesinde kişi, hastalığını tanıyıp anlamaya başlar. Duygudurum değişimlerini tetikleyen faktörleri fark etmek ve kontrol edebilmek, yönetim sürecinin en önemli adımlarından biridir. Böylece kişi, atak dönemlerini önceden tanıyabilir ve duygusal dalgalanmalarını erken aşamada fark edebilir.

Ankara Bipolar Bozukluğu Danışmanlığı Kapsamında Hangi Hizmetleri Veriyorum?

Ankara Çankaya’da bipolar bozukluk danışmanlığı kapsamında bilişsel davranışçı terapi, psikodinamik psikoterapi ve psikoeğitim hizmetleri vermekteyim.

Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Kaynaklar

  • Aydoğdu, B. E., & Dirik, G. (2020). Bipolar Bozuklukta Farkındalık Temelli Bilişsel Terapi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 12(1), 16-31.
  • Derin, D. Ö. (Ed.). (2022). Sağlık Bilimleri Alanında Uluslararası Araştırmalar X. EĞİTİM YAYINEVİ.
  • Yeloğlu, Ç. H. (2017). ÖNEMLİ BİR RUH SAĞLIĞI SORUNU: BİPOLAR BOZUKLUK. The Medical Journal of Mustafa Kemal University, 8(30), 41-54.
  • Kafes, A. Y. (2021). Depresyon ve anksiyete bozuklukları üzerine bir bakış. Humanistic Perspective, 3(1), 186-194.
  • Erten, E., Uney, A. F. K., & Fıstıkcı, N. (2015). Bipolar bozukluk ve çocukluk çağı travması. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 7(2), 157-165.
  • ÖZDEL, K., KART, A., & TÜRKÇAPAR, M. H. (2021). Bipolar Bozukluk Tedavisinde Bilişsel Davranışçı Terapi. Archives of Neuropsychiatry/Nöropsikiyatri Arşivi, 58.
  • Öztürk, O. (1983). Ruh sağlığı ve hastalıkları. Türkiye Sinir ve Ruh Sağlığı Derneği yayını.

Kişisel danışmanlık alın.

Son Yazılar.

  • ankara psikolog
    1 Şubat 2025Blog11 min

    Ankara’da klinik psikolog ile yapılan görüşmeler genellikle haftada bir veya iki kez olacak şekilde planlanır. Tedavi süreci, danışanın ihtiyaçlarına ve belirlenen terapi planına göre şekillenir. Görüşmeler devam ettikçe, danışanın belirtilerinde iyileşme sağlanması hedeflenir.