Şizotipal Kişilik Bozukluğu, A kümesi kişilik bozuklukları arasında yer alır. Düşünce ve davranışları alışılmadık, ilişkilerinde ise zorluklar gösteren eksantrik kişilerde görülür. Bu kişiler telepati veya altıncı his gibi büyüsel inanışlara sahip olabilir, alınganlık, şüphecilik gibi özellikler gösterebilirler. Ayrıca, algısal yanılsamalar veya garip algı deneyimleri de yaşanabilir.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu nedir?
Şizotipal Kişilik Bozukluğu yaşayan kişilerde, üç temel alanda belirgin bozukluk görülür:
- Düşünce bozuklukları:
Hezeyana (sanrısal düşünceye) yakın referans fikirleri bulunur. Çoğu zaman şüpheci düşünceler geliştirir ve çevresine garip, tuhaf davranışlar sergilerler. - Algı bozuklukları:
Tam anlamıyla halüsinasyon olmasa da halüsinasyona yakın algısal yaşantılar gözlenir. Kişi, bazı dış uyaranları olduğundan farklı algılayabilir veya bunlara özel anlamlar yükleyebilir. - Toplumsal uygunsuzluk:
Bu kişilerde dış gerçeği değerlendirme konusunda belirgin güçlükler vardır. Gerçeği değerlendirme yetisi iki açıdan ele alınır: - Birincisi, içsel uyaranlarla dışsal uyaranları ayırt edebilme becerisidir. Örneğin kişi, “Ben mi herkesin bizi yok etmeye çalıştığını düşünüyorum, yoksa gerçekten böyle bir şey mi var?” diye sorgulayabilir. Bu soru, gerçeği ayırt etmede yaşanan karışıklığı gösterir.
- İkincisi, toplumsal gerçekliğe uygun davranma becerisidir. Örneğin, sınıfa çırılçıplak gelmemek veya yazın palto ve eldiven giymemek gibi davranışlar toplumsal normlara uygunluğun göstergesidir. Şizotipal kişilik yapısında bu uygunlukta bozulmalar görülür.
Sonuç olarak, Şizotipal Kişilik Bozukluğu olan kişilerde gerçeği değerlendirme yetisi psikozdaki kadar ağır bozulmaz, ancak bu alanda belirgin bir sorun olduğu kesindir.
Şizotipal Kişilik Bozukluğunun belirtileri nelerdir?
Şizotipal Kişilik Bozukluğunun belirtileri aşağıda sıralanmıştır:
- Referans düşünceleri vardır ancak psikoz seviyesinde değildir.
- Tuhaf inançlar ve büyüsel düşünceler görülebilir. Fal, astroloji gibi spiritüel pratiklere yoğun ilgi duyarlar.
- Olağandışı algısal yaşantılar ve bedensel illüzyonlar görülebilir. Örneğin, kişi “uyurken birden kalktım, bir ışık gördüm” gibi deneyimlerden söz edebilir.
- Düşüncelerinde veya konuşmalarında tuhaflıklar vardır.
- Şüphecilik ve paranoid düşünce örüntüleri sıklıkla görülür.
- Uygunsuz ya da kısıtlı duygulanım gözlenebilir.
- Davranışlarda, algılarda ve dış görünüşte belirgin tuhaflıklar gözlenebilir. Kişi, normalden farklı makyaj veya giyim tarzı sergileyebilir.
- Yakın ilişkiler kurmakta belirgin güçlük yaşarlar. Genellikle hiç yakın arkadaşları yoktur ya da sayıları oldukça azdır.
- Yoğun bir sosyal anksiyete gözlenir. Bu anksiyetenin temelinde genellikle “insanlar güvenilmez” gibi paranoid içerikli korkular bulunur.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu ile Şizofreni arasındaki fark nedir?
Eğer sanrılar gelişirse, tanı şizofreni olarak konur. Şizotipal kişilik bozukluğunun belirtileri, şizofreni tanısı için gereken 6 aylık prodromal (öncü) dönemin semptomlarıyla örtüşebilir. Yani bu bozukluk, şizofreniye geçişte bir öncü veya risk dönemi niteliği taşıyabilir.
Şizotipal kişilik bozukluğundaki belirtiler, şizofrenide görülen üç temel belirti grubuyla yani pozitif (artı), negatif (eksi) ve dağınıklık belirtileriyle benzer özellikler taşır.
Pozitif belirtiler (örneğin sanrılar, halüsinasyonlar) yerine büyüsel düşünceler, olağandışı algısal yaşantılar, referans fikirleri ve paranoid düşünceler görülür.
Negatif belirtiler (örneğin duygusal küntlük, içe çekilme) ile benzer biçimde duygusal ifade kısıtlılığı ve yakın ilişki kurmada zorluklar bulunur.
Dağınıklık belirtileri (örneğin düzensiz konuşma, dağınık düşünce) ise garip davranışlar ve tuhaf konuşmalar şeklinde kendini gösterir.
Şizotipal kişilik bozukluğunda tuhaf düşünceler ve algılar görülür, ancak psikoz seviyesinde değildir. Şizofrenide ise sanrılar ve halüsinasyonlar belirgindir ve uzun süre devam eder. Şizotipal bozukluk, psikoz riski taşıyan bir kişilik örüntüsüdür, ancak şizofreni değildir.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu neden olur?
Şizotipal Kişilik Bozukluğunun oluşmasında genetik yatkınlık, beyin işleyişindeki farklılıklar ve çocukluk döneminde yaşanan travmalar gibi biyolojik ve çevresel etkenlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Aile bireylerinde şizofreni gibi ruhsal hastalıkların bulunması, riski artırabilir.
Araştırmalar, genç yaşta şizotipal kişilik özellikleri gösteren bireylerde ilerleyen yıllarda psikoz (örneğin şizofreni) gelişme riskinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Şizotipal kişilik bozukluğu, bu açıdan bağımsız bir risk faktörü olarak değerlendirilir. Yani başka bir neden olmasa bile, bu kişilik örüntüsüne sahip bireylerde gerçeklik algısında bozulma gibi psikotik belirtilerin ortaya çıkma olasılığı toplum ortalamasına göre daha fazladır.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu nasıl teşhis edilir?
Şizotipal Kişilik Bozukluğu, alanında uzman bir psikiyatrist veya klinik psikolog tarafından yapılan kapsamlı bir klinik değerlendirme sonucunda teşhis edilir. Teşhis sürecinde DSM‑5 veya ICD‑10 gibi tanı kitapları rehber olarak kullanılır ve MMPI gibi kişilik testleri tanıya destek sağlayabilir.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu tedavi edilebilir mi?
Şizotipal Kişilik Bozukluğu tedavisinde psikoterapi, etkili yaklaşımlardan biridir.
Şizotipal Kişilik Bozukluğunda hangi tedavi yöntemleri kullanılır?
Tedavi genellikle psikoterapi ile yürütülür; bazı durumlarda ilaç tedavisi de ek olarak uygulanabilir.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu için hangi psikoterapi türleri etkilidir?
Şizotipal Kişilik Bozukluğu tedavisinde psikanalitik (psikodinamik) terapi, psikanaliz ve destekleyici dinamik terapi gibi yaklaşımlar uygulanmaktadır. Özellikle kişilik yapısına yönelik köklü değişimler hedeflendiğinde, psikanalitik (psikodinamik) terapi etkili bir yöntemdir ve uygulamakta olduğum yaklaşımdır.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu tedavisinde ilaç kullanılır mı?
Şizotipal Kişilik Bozukluğu tedavisinde temel yaklaşım psikoterapidir; ancak depresyon, kaygı bozuklukları veya psikotik belirtiler eşlik ediyorsa ilaç tedavisi de uygulanabilir.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu tedavisi ne kadar sürer?
Şizotipal Kişilik Bozukluğu tedavi süresi, birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterir. Kişinin motivasyonu, kişilik özellikleri, terapiye düzenli katılımı, eşlik eden ruhsal veya fiziksel sağlık sorunları, sosyal destek düzeyi ve yaşam koşulları bu süreyi etkileyen unsurlardır. Genel olarak tedavi süreci yaklaşık 2–5 yıl arasında tamamlanmaktadır.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu tedavi edilmezse ne olur?
Şizotipal Kişilik Bozukluğu dışındaki diğer kişilik bozuklukları genellikle tedavi edilmeseler bile stabil bir şekilde yaşam boyu devam etme eğilimindedir. Ancak Şizotipal Kişilik Bozukluğu farklı bir seyir gösterir; tedavi edilmediğinde olguların yaklaşık üçte biri zamanla şizofreni geliştirebilir. Bu nedenle erken tanı ve tedavi, hastalığın seyrini değiştirmek açısından büyük önem taşır.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu olan birine nasıl yaklaşılmalı?
Şizotipal Kişilik Bozukluğu yaşayan kişilerde algıda bazı bulanık noktalar olabilir. Bu durumlarda, yargılamadan ve sabırla anlamaya çalışmak önemlidir. Kişinin davranışları veya düşünceleri ne kadar garip görünürse görünsün, yaşananları zorlayarak düzeltmeye çalışmak yerine, anlamaya odaklanmak gerekir. Psikoterapide kişi yargılamadan dinlenir ve gerçeklik, zaman içinde yapılandırılır.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu olan bireyler normal bir yaşam sürebilir mi?
Şizotipal Kişilik Bozukluğu yaşayan kişiler, psikoterapi ve gerektiğinde ilaç desteğini içeren uygun bir tedavi planıyla desteklenebilirler. Tedavi süreci; belirtilerin şiddeti, süresi, psikotik özelliklerin varlığı ve eşlik eden diğer ruhsal rahatsızlıkların bulunup bulunmaması gibi birçok faktörden etkilenir. Uygun bir tedavi planı ve düzenli destekle, kişi daha işlevsel bir yaşam sürdürebilir.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu tedavisinde aile desteği önemli midir?
Evet, Şizotipal Kişilik Bozukluğu tedavisinde aile desteği oldukça önemlidir. Bu kişilerin sosyal ilişkileri genellikle sınırlıdır ve zaman zaman anlaşılması güç davranışlar sergileyebilirler. Bu noktada, ailenin yargılayıcı değil, destekleyici bir tutum sergilemesi tedavi süreci açısından büyük önem taşır.
Tanımadıkları kişilerle bir arada olmaktan rahatsızlık duyabilir, yakın ilişkiler kurmakta zorlanabilirler. Bu nedenle, yakınlık kurabildikleri az sayıdaki kişiler arasında aile bireyleri bulunuyorsa, aile desteği sürecin en önemli parçalarından biri haline gelir.
Ayrıca, kişinin tuhaf düşünce veya davranışlarının fark edilmesi durumunda, aile bireylerinin onu bir uzmandan yardım almaya teşvik etmeleri sürecin erken başlamasına ve daha olumlu ilerlemesine katkı sağlar.
Şizotipal Kişilik Bozukluğu tedavisinde başarı oranı nedir?
Şizotipal Kişilik Bozukluğu tedavisinde başarı oranını birçok etken belirler. Kişilik bozukluğuna eşlik eden diğer ruhsal rahatsızlıkların varlığı, uygulanan psikoterapi yaklaşımı, kişinin motivasyonu ve terapiye düzenli katılımı gibi unsurlar tedavi sürecinin etkinliğini önemli ölçüde etkiler.
Son Yazılar.

Ankara’da klinik psikolog ile yapılan görüşmeler genellikle haftada bir veya iki kez olacak şekilde planlanır. Tedavi süreci, danışanın ihtiyaçlarına ve belirlenen terapi planına göre şekillenir. Görüşmeler devam ettikçe, danışanın belirtilerinde iyileşme sağlanması hedeflenir.

